HASTANEDE YATAN HASTALARIN SU TÜKETME DURUMLARI

HASTANEDE YATAN HASTALARIN SU TÜKETME DURUMLARI

Su insan vücudunda en fazla bulunan bileşik olmakla birlikte yetişkin bir insan vücudunun yüzde 50-70‘ini su oluşturur. Vücuttaki su içindeki erimiş maddelerle birlikte vücut sıvısını oluşturur ve su çoğunluğu hücre içi olmakla birlikte vücutta hücre içerisinde ve dışında bulunur. Sağlıklı yetişkin bir insanda gün içerisinde alınan su ile çıkarılan su miktarı eşittir. Suyun vücuttan atılımı cilt, akciğerler, gastrointestinal sistem ile gerçekleşir. Su ; ısıyı depo ederek vücut ısısının düzenlenmesinde, çoğu iç organda koruyucu , kayganlaştırıcı ve emilimde görev alır. Erişkin bireylerde alınan su miktarı kalori ve mevsime göre değişmekle birlikte ortama 2500-3000 ml vücuda su almalı ve bunun 1600 ml su olarak içilmelidir. Yetersiz sıvı tüketimi üriner taş hastalığı, kontipasyon , üriner sistem ve kolon kanseri gibi durumlara neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda hastanede yatan hastaların gün içerisinde yeterli sıvı tüketmedikleri gözlenmiştir. Yapılan araştırmalarda istenilmediği sürece hastaların sıvı tüketim kayıtlarının yapılmadığını ve bu duruma bağlı olarak hastaların hastanede yattığı süre zarfında sıvı tüketimleri bilinmemektedir. Bu durum farklı sorunların ortaya çıkmasına ve tedavi sürecinin uzamasına neden olur. Yapılan bazı araştırmalar hastaların hastaneye yatış ile birlikte sıvı tüketimlerinin de düştüğünü göstermiştir. Nedenleri olarak ise psikolojik, fiziksel aktivite azlığına bağlı su ihtiyacının azaldığının düşünülmesi, iştahsızlık, tuvalete gitme korkusu, yemeklerinin tuzsuz olması, bulantı-kusma gibi nedenler gösterilmiştir. Hastanede yatan hastaların yaş gruplarına göre su tüketimi karşılaştırıldığında yaşlı hastaların su tüketimleri daha düşüktür. Yatan hastaların cinsiyet olarak su tüketimlerine bakıldığında ise erkek hastaların su tüketimleri daha fazladır.Sonuç olarak; hastaneye yatmakla birlikte farklı nedenlerden dolayı hastaların sıvı tüketimleri düşmektedir ve hastaların sıvı tüketimleri cinsiyete göre, okur-yazarlığa göre, yaşa göre değişmektedir.